Nefes almak, yaşadığımız sürece istemsizce yerine getirdiğimiz, tamamen kendiliğinden, ağrısız, sızısız ve zahmetsizce gerçekleşen fiziksel bir aktivite olduğundan bazen bu mucizenin farkına bile varmayız.
Peki, bu kadar basit midir doğru bir şekilde nefes alıp nefes vermek? Hayır, nefes alıp vermek sandığımız kadar basit bir şey değildir ve nefes aldığımızı fark ettiğimiz o gün başımıza gelen en güzel şey olacaktır.
Siz bu yazıyı okurken vücudunuzda birçok şey değişti bile. Çünkü nefes hayatınıza girdi ve bu tüm nefes alışverişinizi değiştirdi. Siz şimdi bunun farkında değilsiniz ama olacaksınız.
Niye doğru nefes almamız gerektiğini anlamak için önce nefes almanın ne işe yaradığını bilmemiz gerekir. Ben bugün bunu size elimden geldiğince anlatmaya gayret edeceğim.
Hayatta kalabilmemiz için hücrelerimizin oksijene ihtiyacı vardır. Arabamızın çalışması için nasıl ki depoya benzin dolduruyorsak, vücudumuzun da yaşamsal fonksiyonlarını yerine getirebilmesi için ciğerlerimizi oksijen ile doldurmalıyız. Biz ayakta, hayatta, bugünde ve yarında tutan en önemli elementtir oksijen. Bir diğer yönüyle enerji kaynağımızdır. Bir otobüsü yakalamaya çalışırken, konuşurken, gülerken, ağlarken, çalışırken ve hatta düşünürken bile enerji harcarız. Doğru karar verme yetimizi, iyi bir hafızayı, doğru çalışan organları, güzel ve sağlıklı bir fiziği, kısacası kaliteli yaşamamız için aklın sığdırdığı her işlevi, yeterli derecede alınan oksijene, yani, doğru nefes almaya borçluyuz.
Doğru Nefes Almak Ne Demektir Amacı Nedir?
Doğru nefes almanın tek amacı oksijen almak değildir. Bir diğer çok önemli amacı da karbondioksiti dışarı atmaktır.
Doğru nefes almanın nasıl göründüğünü yeni doğmuş bir bebekten öğrenebiliriz.
Yeni doğan bebekleri dikkatle izlerseniz, diyaframdan yani karından nefes alıp verdiklerine şahit olursunuz. Bu aslında biz büyüdükçe ve hayatın stresi ve yarışı içine girdikçe değişen ama aslında doğal olan nefes alış veriş şeklimizdir. Uyurken de böyle nefes alıyor olmamız muhtemeldir. Çünkü uyurken vücut kendini dinlenmeye ve akabinde yenilemeye alır. Hücre yenilenmesini engelleyecek hiçbir dış etken olmadığından insan uyurken her solukta ihtiyacı olan nefesi depolar. Bu depolamanın başarılı olmasında, diyafram nefesinin büyük etkisi vardır.
Diyafram nefesleri , kandaki karbondioksit adı verilen bu atık maddenin atılmasında ön ayak olur. Biz nefes alırken kasılan diyafram, biz nefes verirken yukarı doğru kubbe şeklini alarak göğüs kafesini daraltır. Daralan gögüs içinde sıkışan karbondiyoksit, böylece dışarı atılır.
Diyafram Niye Önemlidir?
Diyafram beynin iki diyafram siniri ile bağlıdır ve diyaframın üç deliğinden biri de hayata ilk bağlandığımız noktaya, yani yemek borusuna (esophagus) bağlanır. Bu çok önemli bir noktadır.
Çünkü nörobilimciler, benzer hücre yapısı, benzer etken maddeleri ve reseptörlerinden dolayı, ikinci beynimizin ilk enerji kaynağımız olan göbek bölgesi olduğunu söylerler. Bu konuda bilimsel araştırmalar mevcuttur.
Örnek vermek gerekirse, karın bölgesi zayıf çalışan insanlar, genellikle yaşam enerjisi zayıf, motivasyonu düşük, sorumluluktan kaçan, hiçbir işin sonunu getiremeyen, depresif ve hayata öfkeli kişilerdir. Bu kişilerin diyafram çalıştıkları ilk anlarda sıkıntı yaşamaları muhtemeldir ancak çalıştıkça meydana gelen değişiklikler hemen fark edilir. Amaç bu bölgeyi kuvvetlendirip, enerji akımını sağlamaktır.
Doğru nefes alma süreci disiplin ve sadakat ister. Bedenimizin yıllar içerisinde kazandığı yanlış nefes alma alışkanlığı pek tabi bir gün içerisinde doğal haline döndürülemez. Ancak ilk deneyimin verdiği haz ve ardından gelecek olan sıkı çalışma bize doğru nefes alma alışkanlığını kazandıracaktır.
Diyafram nefesi teknikleriyle, üst (göğüs) ve alt solunum (diyafram) dengelenerek zayıf olan bölgenin geliştirilmesi amaçlanır. Bu yöntem kişinin içinde bulunduğu olumsuz duygu durum halini olumluya çevirir. Kişinin içinde mevcut olan sönmüş yaşam enerjisini harekete geçirerek kişiyi istekli, coşkulu, kendi için bir şeyler yapmaya hevesli, mutlu ve cesur bir birey haline getirir.
Dünyaya gözlerimizi ilk açtığımızda stres ve hırsın bize öğretilmediği en saf benliğimizle öylece nefes alıp veririz. Doğduğumuzda bizimle dünyaya gelen sevgi, huzur ve umut hâlâ içimizde mevcuttur.
Doğru nefes almayı öğrenerek hem fiziksel hem de ruhsal sağlığımızı koruyabiliriz.
Saf benliğimize döndüğümüz huzurlu her bir dakika bizi daha da güzelleştirir.
NEFES ALMAYI UNUTMAYIN!
İZMİR TERAPİ VE PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK MERKEZİ
Tüm hakları saklıdır. 2023
izmirterapist.com